30 Ağustos Cuma hutbesinin konusu ve metni, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından perşembe günü duyuruldu. Bu haftaki hutbenin başlığı “Bizi Biz Yapan, Bizi Millet Kılan Ruh” olarak belirlendi. Hutbede, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlamı vurgulanarak, “Bugün bizlere düşen görev; bizi biz yapan, millet kılan bu ruhu daima canlı tutmak ve İslam’ın bizlere emrettiği değerleri, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in hayatından öğrettiklerini çocuklarımıza ve gençlerimize aktarmaktır.” mesajı verildi.
BİZİ BİZ YAPAN, BİZİ MİLLET KILAN RUH
Muhterem Müslümanlar!
Vatan, bizim için yalnızca bir toprak parçası olmanın ötesinde, derin anlamlar taşımaktadır. Cennet vatanımız, geçmişten günümüze ecdadımızın mirasıdır. Burası, ilim ve hikmet dolu bir diyardır. Aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin emanetidir. Vatanımız, özgürce yaşadığımız, huzur ve güven içinde olduğumuz yurdumuzdur. Ruhumuzun dinginlik bulduğu, kimliğimizin şekillendiği, köklerimizin derinleştiği yuvamızdır. Vatan, bağımsızlığımızın ve özgürlüğümüzün sembolüdür. Namahrem ellerin değmemesi için cepheden cepheye koştuğumuz; uğruna canımızı feda ettiğimiz yerdir. Vatan sevgisi öyle değerlidir ki, Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadisinde vatanın selameti için nöbet tutanları şöyle müjdelemektedir: “İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: İlki, Allah korkusundan ağlayan göz. İkincisi ise gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.”
Aziz Müminler!
İstiklâl Marşımızda, vatanımıza olan sevgimiz şu şekilde dile getirilmektedir:
- Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
- Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!
- Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,
- Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.
Evet, bizler millet olarak vatanımızı korumayı kutsal bir görev olarak üstlendik. Yüce Rabbimizin, وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.” ayetine gönülden bağlı kaldık. Zorluklar karşısında asla umudumuzu kaybetmedik. Her türlü imkânsızlığa rağmen, imanımızdan aldığımız güç ve birlikteliğimizin verdiği kuvvetle, en güçlü ordulara karşı mücadele ettik. Her türlü saldırıya gövdemizi siper ettik. Şerefimizi koruduk, bağımsızlığımıza sahip çıktık, elhamdülillah.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizi zaferden zafere taşıyan ruh, Yüce Dinimiz İslam’a olan derin inancımızdır. Bu ruh, Allah’a olan bağlılığımız, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’e duyduğumuz sevgi, salih amelleri yerine getirme ve güzel ahlakı benimseme temelinde şekillenir. Bu ruhu yaşattığımızda, çağ açıp kapatan medeniyetler inşa ettik. Dünyanın dört bir yanına iyiliği, huzuru ve barışı götürdük. “Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır…” ayetine uyarak; din, vatan ve mukaddesat uğruna, ezanların ebediyen yurdumuzun üzerinde yankılanması için ardımıza bakmadan cennete koşarcasına şehitlik ve gazilik mertebelerine ulaşmak için gayret gösterdik. Hayatımızın her alanına bu ruhu taşıdığımızda, inancımızı ve kültürümüzü korumayı başardık. Yeryüzünde iyiliği emretme ve kötülüğe engel olma görevini canımız pahasına yerine getirmek için mücadele ettik. Bilimde, sanatta ve kültürde tüm insanlığa örnek ve önder olduk.
Aziz Müslümanlar!
Bugün bizlere düşen; bizi biz yapan, millet kılan bu ruhu daima canlı tutmak; İslam’ın emrettiği, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in hayatına aktardığı değerleri çocuklarımızla ve gençlerimizle buluşturmaktır. Ecdadımızın hatırasına ve şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvi değerlere sahip çıkmaktır. Devletimizin bütünlüğü, vatanımızın bekası ve milletimizin selameti için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmektir. Aramıza fitne ve fesat tohumları ekmeye çalışanlara karşı dikkatli olmak, kardeşliğimizden asla taviz vermemektir.
Bu vesileyle, Bedir’den Malazgirt’e; Çanakkale’den 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne; 15 Temmuz’dan günümüze kadar, İ’lây-i kelimetullah aşkıyla üzerinde özgürce yaşayabileceğimiz bir vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, ahirete intikal eden kahraman gazilerimizi ve devlet büyüklerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
Hutbemi, İstiklâl Marşımızın aziz milletimize ebedi istiklâli müjdelediği şu mısra ile sonlandırmak istiyorum:
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!
