
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun yaptığı açıklamaya göre, Çorum-Samsun demiryolu hattı 2025 yılında ihaleye çıkacak. Bu proje, Türkiye’nin demir yolu altyapısını güçlendirme hedefinin bir parçası olarak planlanıyor. Bakan Uraloğlu, özellikle Samsun’un lojistik potansiyelini artırmayı amaçlayan bu projenin, Kırıkkale ile Samsun arasındaki ana hattın önemli bir parçası olduğunu belirtti.
Kırıkkale-Samsun Demiryolu Projesi
Çorum-Samsun hattı, Kırıkkale-Samsun demiryolu projesinin bir uzantısı olarak tasarlanmış durumda. Bakan Uraloğlu, bu hattın ilk etabının Kırıkkale ile Çorum arasındaki 115 kilometrelik bölüm olduğunu ve bu kısmın ihalesinin 2024 yılı sonunda yapılacağını açıkladı. Proje tamamlandığında, Türkiye’nin iç bölgeleriyle Karadeniz sahilini birbirine bağlayan önemli bir demir yolu koridoru oluşacak. Bu koridor, yük taşımacılığında büyük bir kolaylık sağlayacak ve Samsun limanının lojistik kapasitesini artıracak.
Samsun’un Lojistik Potansiyeli
Samsun, Karadeniz bölgesinde stratejik bir lojistik merkez olarak öne çıkıyor. Çorum-Samsun demiryolu hattı, bu potansiyeli daha da güçlendirecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Ulaştırma projeleriyle birlikte, Samsun’un Türkiye’nin kuzeyindeki ticaret ağında daha önemli bir rol üstlenmesi bekleniyor. Limanıyla bölgenin ihracat ve ithalat kapılarından biri olan Samsun, demir yolunun da katkısıyla daha geniş bir hinterlanda hitap edecek.
Demiryolu Projesinin Ekonomik Etkileri
Bu demiryolu hattının tamamlanması, bölgedeki ticaret ve sanayi faaliyetlerine önemli katkılar sağlayacak. Özellikle ağır sanayi ve tarım ürünlerinin taşınmasında demir yolunun daha ekonomik ve hızlı bir çözüm sunacağı öngörülüyor. Ayrıca, bu projeyle birlikte Karadeniz’in diğer limanlarına da erişim kolaylaşacak ve Türkiye’nin uluslararası ticaretteki rekabet gücü artacak.
Çorum-Samsun demiryolu hattının 2025’te ihaleye çıkması, Türkiye’nin demir yolu altyapısına yaptığı büyük yatırımların bir parçası olarak öne çıkıyor. Bu proje, sadece bölgesel ticaret ve ulaşımı geliştirmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye’nin küresel lojistik ağındaki yerini güçlendirecek önemli bir adım olacak.