
Mevlid Kandili 2024
Mevlid Kandili, 2024 yılı Diyanet dini günler takvimine göre 14 Eylül 2024 tarihinde idrak edilecektir. Bu mübarek gecede Müslümanlar camileri doldurarak ibadetlerini yerine getirecekler. Kandil gecesi, oruç tutmanın fazileti ve önemi hakkında din alimleri ve Diyanet kaynakları tarafından vatandaşlar bilgilendirilmektedir. Sevgili Peygamberimizin dünyayı şereflendirmesinin yıl dönümü olan Mevlid Kandili’nde, Müslümanlar dini vecibelerini yerine getirmenin yanı sıra oruç tutarak bu önemli günü karşılayacaklardır. Peki, Mevlid Kandili’nde oruca nasıl niyet edilir, oruç tutulur mu? Kandilde oruç ne zaman tutulur? İşte, detaylar.
MEVLİD KANDİLİ’NDE ORUÇ TUTULUR MU?
Dini kaynaklara göre, Mevlid Kandili’nde oruç tutulmasına dair doğrudan bir bilgi yer almamakla birlikte, bu gecede Resulullah’ın doğumu ile ilgili hâlleri, mucizeleri okumak ve dinlemek oldukça sevaptır. Bu nedenle, Mevlid Kandili’nde veya ertesi günde oruç tutmanın bir mahzuru yoktur. Oruç tutulması, sevap olarak değerlendirilebilir. İslam âlimleri, Mevlid gecesine büyük önem atfetmişlerdir.
MEVLİD KANDİLİNDE YAPILABİLECEK İBADETLER NELERDİR?
Mevlid Kandili’nde yapılacak ibadetler hakkında net bir ifade bulunmamakla birlikte, 14. yüzyılda yaşamış İslam âlimlerinden İmam Suyutî, konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştır:
- “İnsanların Mevlid-i Nebevi için toplanıp Kur’an okumaları, Hz. Peygamber (a.s.m)’in veladetiyle ilgili haberleri ve menkıbeleri seslendirmeleri, bu münasebetle yemek tertiplemeleri bida-i hasenedir, yani güzel bir bidattır. Bu toplantılarda Hz. Muhammed (a.s.m)’e karşı büyük bir saygı ve onun dünyaya teşrifinden ötürü büyük bir sevinç söz konusudur. Bu ise, sahibine büyük bir sevap kazandırır.”
Mevlid gecelerinde bir araya gelerek mevlid kasidesi okumak, tatlı şeyler yedirip içirmek, hayrat ve hasenat yapmak, o gecenin şükrünü yerine getirmek müstehaptır. Salihlere elbise ve benzeri hediyeler vermek, bu geceye olan hürmeti gösterir. Tüm bu eylemler Allah rızası için yapıldığında büyük bir sevap getirecektir. Mevlid cemiyetinde, salihleri bir araya getirip salavat okumak, fakirleri doyurmak her zaman sevaptır.
Mevlid cemiyetinde sadaka vermek, hediyeleşmek, sevinç ve neşe göstermek, haram karıştırmadan mevlid kasidesi okutmak çok sevap olarak değerlendirilir. Ayrıca bu gece, tesbih namazının kılınması da alimler tarafından önerilmektedir.
Bu gece, Resulullah’ın doğum zamanında görülen hâlleri ve mucizeleri okumak, dinlemek ve öğrenmek çok sevaptır. Bugün veya ertesi gün oruç tutmanın da mahzuru yoktur. Oruç tutmak, iyi bir davranış olarak kabul edilir. İslam âlimleri, Mevlid gecesine büyük önem vermişlerdir.
Peygamberimizin doğumunu anarken, yalnızca mevlid okumak, ilâhiler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir. Asıl amaç, onun evrensel risâletini, yüksek ahlakını, faziletlerini, adalet ve doğruluğunu hatırlamak ve bunları hayatımızda uygulamak için azim göstermektir. Yüce Allah’ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yolu, Hz. Peygamber’in izinden gitmektir. Kur’an-ı Kerim’de de şöyle buyurulur: “(Ey Muhammed!) De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” (Âl-i İmrân, 31) Bu ayette de belirtildiği üzere, Allah’ı hoşnut etmek, O’nun Peygamberine uymakla mümkündür.
Peygamberimiz (S.A.V.)’e en azından bir tesbih salat ü selâm okumalıyız. Canı gönülden, “Es-salatü ve’s-selâmü aleyke ya Resûlallah” demeliyiz.
ALLAHü Teâlâ’ya tam bir huşu içinde dua ve niyazda bulunmalıyız. Dua, rahmet kapılarının anahtarı, kulluğun ruhu ve ibadetin özüdür. Yalnızlaşan insan, sınırsız ve sonsuz kudret sahibi olan ALLAH’ın azameti karşısında aczini kabullenmeli, O’na sığınmalı ve O’ndan neyi isteyecekse istemelidir. Dua, insanın yaratıcısına yaklaştığı en vasıtasız andır. Dua, sınırlı, sonlu ve aciz varlık olan insanın, sınırsız ve sonsuz kudret sahibi Rabbi ile kurduğu bir köprüdür; Mevlid-i Mutlak’ı imdada çağırmasıdır. Dua, kulluk esprisi içinde ve sıradan istemenin ötesinde, ALLAH Teâlâ’nın Rablık ve ilahlık hakikatine en köklü bir sığınma hadisesidir.
KANDİLDE ORUÇ NE ZAMAN TUTULUR?
Dini açıdan, güneşin batmasıyla önceki gün sona erer ve yeni bir gün başlar. Gece, gündüzden önce gelir (Kurtubî, el-Câmi’, 14/15). Bu nedenle, Ramazan ayı, Şaban ayının son gününde güneşin batışıyla başlar ve o gece teravih namazı kılınır. Aynı şekilde, Ramazan’ın son gününde güneşin batışıyla Şevval ayı başlar ve o gecede teravih namazı kılınmaz. Cuma günü de, perşembe günü akşam vaktinin girmesiyle başlar ve cuma günü akşam vaktine kadar devam eder. Örneğin, “Receb’in ilk cuma gecesi” dendiğinde, perşembeyi ilk cumaya bağlayan gece (akşam vaktinden sabah vaktine kadar olan süre) anlaşılır. Yine “Şaban’ın 15. gecesi” bu ayın 14. gününü 15. güne bağlayan gece, “bayram gecesi” de arefe gününü bayrama bağlayan gecedir.
Bu itibarla, kandil geceleri için tutulan nâfile oruçların asıl zamanı, geceyi takip eden gün olmakla birlikte, daha önceki günle birlikte de oruç tutulabilir.
KANDİLDE ORUCA NASIL NİYET EDİLİR?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi internet sitesinde, “Oruca ne zaman ve nasıl niyet edilir?” sorusuna verilen yanıt şu şekildedir:
Niyet etmek, orucun şartlarındandır. Niyetsiz oruç sahih değildir. Kalben niyet etmek yeterli olsa da, niyeti dil ile ifade etmek menduptur. Oruç için sahura kalkılması da niyet sayılır.
Ramazan orucu, belirli günlerde tutulmak üzere adanan oruçlar ile nafile oruçlar için niyet etme vakti, güneşin batması ile ertesi gün tepe noktasına gelmesi öncesine kadarki süredir. Ancak imsaktan sonra yapılacak niyetin geçerli olması için, bu vakitten itibaren bir şey yenilip içilmemiş, oruca aykırı bir iş yapılmamış olması gerekir. Aksi halde gündüz niyet caiz olmaz (Kâsânî, Bedâî’, II, 85). Bu oruçlar için, “yarınki orucu tutmaya” şeklinde mutlak niyet yeterlidir. Bununla birlikte geceden niyet edilmesi ve “yarınki Ramazan orucuna” şeklinde orucun belirlenmesi daha faziletlidir. Ramazanın her günü için ayrı niyet edilmesi gerekir (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 397, 400).
Kaza, keffaret ve bir zamana bağlı olmaksızın adanan oruçlar için gün batımından itibaren en geç imsak vaktine kadar niyet edilmiş olmalıdır. Bu tür oruçlara niyet ederken, “falanca kaza, keffaret veya adak orucuna” şeklinde belirtilmesi gerekir.
Şafiî mezhebine göre ise, nafile dışındaki tüm oruçlara geceden niyet edilmelidir. İmsak vaktine kadar niyet edilmemişse o günün orucu geçerli olmaz. Nafile oruçlara ise, güneş tepe noktasına gelmeden öncesine kadar niyet edilebilir (Şirâzî, el-Mühezzeb, I, 331-332).