
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz, insanı yeryüzünün en değerli varlığı olarak yaratmış ve ona iman, akıl ve irade gibi eşsiz nimetler bahşetmiştir. Bu bağlamda insanın, adalet, merhamet, güven, doğruluk ve güzel ahlak gibi erdemlerle şahsiyetini inşa etmesi beklenmekte, bunun yolu da Kur’an-ı Kerim ile kimliğini inşa etmek ve Allah Resûlü (s.a.s)’in sünnetiyle karakterini şekillendirmek olarak belirlenmiştir.
Aziz Müminler!
Müslümanın şahsiyetini oluşturan ve fıtratını koruyan en büyük nimet, imandır. İman, yalnızca kuru bir sözden ibaret olmayıp, bütün davranışlarımızı güzelleştiren bir cevherdir. Hayatın zorlukları karşısında bizlere güç veren bir değer olan iman; sıkıntılara dayanma gücü, endişeleri huzura dönüştürme, üzüntüleri sevince, korkuları cesarete çevirme yeteneği sunar. Ayrılıklar yerini kardeşliğe, düşmanlıklar dostluğa imanla dönüşür.
Kıymetli Müslümanlar!
Müslümanın şahsiyetini şekillendiren unsurlardan biri de ibadetlerdir. İbadetler, imanımızın gereği olarak Rabbimizin verdiği nimetlere karşı şükrümüzün bir ifadesidir. İbadetler, bize yaratılış amacımızı hatırlatmakta, irademizi güçlendirerek kötülüklerden koruyup iyiliklere yönlendirmektedir. Her an Rabbimizin huzurunda olduğumuzu bilincine aşılar.
İbadetler, İslam’ın beş temel esasına sığdırılamayacak kadar geniş bir anlam taşır. Rabbimizin rızasını gözeterek ihlas ve samimiyetle yaptığımız her iş, ibadet hükmündedir. Müslüman, dinen meşru bir mazereti olmadığı sürece ibadetlerini yerine getirmekle yükümlüdür. İş, okul ve tatil gibi gerekçeler, ibadetlerimizi yapmamıza asla engel olmamalıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz, وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ “Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” buyurmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) de en zor zamanlarda bile ibadetlerini yerine getirmiş ve ibadetsiz bir hayatın olamayacağını bizlere öğretmiştir.
Değerli Müminler!
Müslümanın şahsiyetini inşa eden bir diğer önemli husus ise güzel ahlaktır. Güzel ahlak; fazilet ve erdemin, iyilik ve imanın ölçüsüdür. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bu konuya şöyle işaret etmektedir: “Kim bir iyilik yaptığında seviniyor, bir kötülük yaptığında üzülüyorsa o mümindir.” Ahlak, huzurlu bir hayatın güvencesi ve toplumsal barışın teminatıdır. Ahlaki değerlerin yaşandığı bir toplumda doğruluk, dürüstlük, iffet, takva, şefkat ve merhamet gibi erdemler hâkim olurken; ahlaki değerlerin kaybolduğu bir toplumda ise adalet zulme, merhamet öfkeye, helaller haramlara, iyilikler kötülüklere dönüşür.
Aziz Müslümanlar!
Maalesef, ilim, hikmet ve erdemin kaybolduğu, cehaletin ve şiddetin yayıldığı, insan onur ve haysiyetinin yok sayıldığı günlerden geçiyoruz. Toplumsal yaşamı etkisi altına alan bireysellik, bencillik, dünyevileşme ve yalnızlaşma gibi sorunlar, başta çocuklarımız ve gençlerimiz olmak üzere hepimizi tehdit etmektedir. Bu tür zamanlarda bize düşen; cehalet toplumunu asr-ı saadete dönüştüren Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in rahmet dolu mesajlarını kendimize örnek almak ve onu çağımızın insanıyla buluşturmaktır. Şahsiyetimizi Allah Resûlü (s.a.s) gibi imanla inşa etmek, ibadetlerle pekiştirmek ve güzel ahlakla olgunlaştırmak esastır. Yüce Rabbimizin “İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlara müjdeler olsun! Onların varacağı yer ne güzel yerdir.” müjdesine ulaşmak için; iyiliği yaymak, kötülüğe engel olmak, doğrudan ve haktan yana tavır almak gerekmektedir. Haramdan sakınmak ve helale yönelmek, her türlü kötülük ve günahtan korunmak demektir. Merhameti kuşanmak ve öfkemizi kontrol etmek, zalimin karşısında mazlumun yanında durmak; zulme ve zalime asla rıza göstermemek gerekmektedir.
Kıymetli Müminler!
Hutbemin sonunda bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. 2025 yılı hac ön kayıt ve kayıt yenileme işlemleri 27 Eylül Cuma gününe kadar uzatılmıştır. Bu konuyla ilgili il ve ilçe müftülüklerimizden detaylı bilgi alabilirsiniz.