Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “…İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın…”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Hayırlınız, kendisinden iyilik beklenilen ve kötülüğünden emin olunandır. Şerliniz ise kendisinden iyilik beklenilmeyen ve kötülüğünden de emin olunmayandır.”
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın temel amaçlarından biri, iyiliğin yeryüzünde hâkim kılınması ve kötülüğün bertaraf edilmesidir. İslam, bu hedefe ulaşmanın yolunu bizlere göstermiştir. Bu yol; emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker, yani iyiliği teşvik etmek ve kötülükten sakındırmak üzerine kuruludur. Doğru, güzel ve hayırlı olan şeyleri yapmak; yanlış, çirkin ve zararlı olanlardan kaçınmak esastır.
Kıymetli Müslümanlar!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, iyiliğin merkezine imanı, ibadetleri ve güzel ahlakı oturtmuştur. İyilikte, takvada ve hayırda yarışmamızı emretmiş, her türlü kötülükten uzak durmamızı istemiştir. Böylece, iyiliğin; duygu ve düşüncelerden söz ve davranışlara kadar hayatımızın her alanına yansımasını hedeflemiştir. İyiliğin yeryüzündeki en büyük temsilcisi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s), herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya inşa etmek için çaba sarf etmiş, ümmetini de bu yönde teşvik etmiştir. Kin ve nefretin esiri olmuş gönülleri, merhametten yoksun vicdanları hikmetle, sevgiyle ve bilgiyle yoğurarak, tüm insanlığa örnek teşkil edecek yeni bir medeniyet inşa etmiştir.
Değerli Müminler!
Gerçek iyiliğin özünde; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman etmek vardır. Kulluk ve sorumluluk bilinciyle bir ömür sürmek, bilgiyi, sevgiyi, duayı, hüznü ve dertleri paylaşmak esastır. Şiddetin her çeşidinden uzak durmak; elimizi haramdan, dilimizi yalandan, kalbimizi öfke ve husumetten korumak gerekmektedir. Sevgiden yoksun kalplere, İslam’ın rahmet dolu mesajlarını ulaştırmak, insanın fıtratını bozan, ahlakını zayıflatan, düşmanlığa, kin ve nefrete sevk eden kötülük yollarını kapatmak da bizim sorumluluğumuzdur. Kısacası; kendimize, ailemize, çevremize ve tüm yaratılmışlara yalnızca Rabbimizin rızasını gözeterek şefkat ve merhametle yaklaşmalıyız.
Aziz Müslümanlar!
Maalesef, günümüzde kötülük ve kötüler, insanlığın gündeminde daha fazla yer tutar hale gelmiştir. Dünyamız, kötülüklerle kuşatılmış durumdadır. Yeryüzünü ifsat edenlerin sesi, ıslah etmek isteyenlerden daha fazla duyulmaktadır. Barışın yerini savaş, merhametin yerini şiddet, sevginin yerini nefret almaya başlamaktadır. Kötülüğü yaygınlaştırmak isteyenler; zararlı akımlar, sapkın ideolojiler ve kötü alışkanlıklar aracılığıyla çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizden uzaklaştırmayı hedeflemektedir. Onların tertemiz fıtratlarını bozmaya çalışmaktadırlar.
Yaşanan bu olumsuzluklar karşısında her birimize önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bize düşen, فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ ayetinde emredildiği üzere iyilikte yarışmaktır. Durum ve şartlar ne olursa olsun, her daim iyiliği yaşamak ve yaşatmak, kötülüğün ve kötülerin karşısında dimdik durmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin hem gerçek hayatta hem de sanal mecralarda iyi insanlarla bir arada olmalarını sağlamak, kötülerden uzak kalmaları için çaba sarf etmek önemlidir. Onlara şefkat ve merhametle yaklaşmak, doğru bilgiyle aydınlatmak ve Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in güzel ahlakıyla buluşturmak gerekmektedir. Unutmayalım ki, yeryüzünü iyilik imar edecek, dünyayı yaşanılır hale getirecek olanlar iyilerdir.
