
Narin Güran Davası: Detaylar ve Gelişmeler
8 Eylül 2023 tarihinde Diyarbakır’da meydana gelen Narin Güran cinayeti, Türkiye’de geniş yankı uyandırdı. 8 yaşındaki Narin Güran’ın, Eğertutmaz Deresi’nde cansız bedeninin bulunmasının ardından başlatılan soruşturma, adaletin yerini bulması adına büyük bir önem taşıyor. Bu olayda adı geçen Nevzat Bahtiyar ve diğer sanıkların yargılanma süreci, toplumun dikkatini çeken unsurların başında geliyor.
Nevzat Bahtiyar’ın Aldığı Ceza
Narin Güran’ın cinayetiyle ilgili olarak yargılanan Nevzat Bahtiyar, mahkeme tarafından 4 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu ceza, cinayetle ilişkisi olduğu düşünülen diğer sanıkların aldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına kıyasla daha hafif kalıyor. Mahkeme sırasında Bahtiyar’ın son sözleri, “Sayın başkanım Narin’i ben öldürmedim. Cesedi Salim Güran bana verdi. Taşıma cezası neyse ben razıyım,” şeklinde oldu. Bu ifade, davanın seyrini etkileyen önemli bir detay olarak değerlendiriliyor.
Davaya Katılan Diğer Sanıklar ve Cezaları
Diyarbakır’da görülen davada, Narin Güran’ın ailesinden üç kişi—Salim Güran, Yüksel Güran ve Enes Güran—ile birlikte Nevzat Bahtiyar da yargılandı. Bu sanıklar, “iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış hapis cezası talebiyle mahkemeye çıkarıldı. Ancak, verilen cezalar arasında farklılıklar dikkat çekiyor. Aile üyeleri, cinayetin failleri olarak ağırlaştırılmış müebbet hapsi istemiyle yargılanırken, Bahtiyar’ın durumu daha az ceza ile sonuçlandı.
Nevzat Bahtiyar Kimdir?
Nevzat Bahtiyar, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde yaşayan bir sıva ustasıdır. Olayın başından itibaren dikkatleri üzerine çekmiş olan Bahtiyar, Narin Güran’ın kaybolması ile ilgili yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli olarak gözaltına alındı. Kendisi, cinayetle ilgili önemli bilgilerin paylaşılmasında rol oynamış olup, bu durum onun yargı sürecinde etkili oldu.
Sanıkların Son Sözleri ve Duruşma Süreci
Duruşmalar sırasında sanıkların son sözleri de dikkat çekti. Yüksel Güran, “Yüreğim yaralı ama Rabbim benim şahidim ve kefilimdir. Kızımın asla katili olmadım,” derken, Enes Güran da “Ben her zaman doğruyu konuştum. Hakkım helal değildir, mahkeme ne derse odur,” şeklinde konuştu. Salim Güran ise, “Narin benim yeğenimdir, canımdır. Bu dünyada ona zarar verecek son kişi benim,” ifadelerini kullandı. Bu sözler, ailenin yaşadığı derin acıyı ve suçlamalara karşı duruşlarını yansıtıyor.
Olayın Arka Planı ve Soruşturma Süreci
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Narin Güran’ın kaybolması ile ilgili geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Soruşturma kapsamında, 23 şüpheli gözaltına alındı. Bunlar arasında Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve komşusu Nevzat Bahtiyar yer aldı. 12 kişi tutuklandı ve soruşturma derinleştirildi. Soruşturma sürecinin sonucunda, 4 sanık hakkında iddianame hazırlandı ve mahkeme süreci başladı.
Mahkeme Süreci ve Duruşma Gelişmeleri
Mahkemenin ilk duruşması 7 Kasım 2023 tarihinde gerçekleştirildi. Üç gün süren duruşma sonrasında sanıkların tutukluluk halleri devam ettirilerek, süreç 26 Aralık’a ertelendi. Duruşma sırasında Cumhuriyet savcısı, hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı mahkemeye sundu. Bu gelişmeler, davanın seyrini önemli ölçüde etkileyen unsurlar arasında yer alıyor.
Davada Toplumsal Yansımalar
Narin Güran cinayeti, Türkiye genelinde büyük bir infial yarattı. Çocuk cinayetlerinin artması, toplumda derin bir endişe ve öfke oluşturdu. Bu tür olayların önüne geçilmesi, çocukların güvenliği açısından büyük bir gereklilik olarak öne çıkıyor. Adaletin yerini bulması için yürütülen bu davanın sonuçları, hem toplumsal hem de hukuki açıdan önemli bir örnek teşkil ediyor.
Sonuç Olarak
Ülkemizdeki çocuk cinayetleri ile ilgili endişeler giderek artarken, Narin Güran davası adalet arayışının bir sembolü haline geldi. Bu tür olayların önlenmesi ve faillerinin hesap vermesi, toplumun ortak sorumluluğu olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle, Narin Güran davası sadece bir mahkeme süreci değil, aynı zamanda toplumsal bir mücadele ve adalet arayışıdır.