Kanal İstanbul Projesi’nin Ötelenmesi Ekonomiye Moral Olur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından en büyük hayalim sözleri ile açıklanan Kanal İstanbul projesi ne yazık ki koranavirüs salgını nedeni ile yaşanan olumsuz gelişmelerden etkileniyor. Yap İşlet Devret modeli ile yapılması planlanan projede ne yazık ki bu seferde yaşanan global ekonomik resesyon ve ortaya çıkan mali sorunlar etkili oldu.

Cumhuriyet Gazetesi yazar Erdal Sağlam köşe yazısında konu hakkında değerlendirmelerde bulundu; “Korona salgınının ekonomiye etkileri her açıdan tartışılırken, üzerinde durulması gereken önemli kararlardan birini “aciliyeti olmayan kamu projelerinin ötelenmesi” oluşturuyor. Sadece bütçeden yapılacak yatırımlar değil, özel sektörle yapişlet modeliyle yapılacak büyük projelerin de ötelenip kamuoyuna açıklanması, piyasada olumlu karşılanacaktır. Bu kapsamda Kanal İstanbul projesi gibi simge bir yatırımın ötelenmesinin ekonomiye moral vereceği kesin.

Böyle öteleme kararlarının, “bu süreçte acil halledilmesi gereken sorunun talepteki büyük düşüş olması” nedeniyle, bütün ülkeler için geçerli olduğu açık. Türkiye gibi ciddi kaynak sıkıntısı çeken, dar gelirli vatandaşı ile küçük esnaf ve KOBİ’leri ayakta tutmakta bile zorlanan ülkeler için ise bu kararın çok daha büyük önem taşıdığı da ortada.

Türkiye’nin ekonomide yaşadığı sıkıntıların etkisiyle, daha az insanının ölmesini sağlayacak, radikal toplumsal izolasyon kararlarını almaktan kaçındığı herkes tarafından görülüyor. Halk sağlığı profesörleri bile, artık Bilim Kurulu’nun aldığı sokağa çıkma yasağı gibi tavsiye kararlarının siyasi otorite tarafından hayata geçirilmesi gerektiğini, aksi takdirde ölümlerin artacağını dile getirmeye başladılar. Yani zaten kıt olan kaynakların sağlık harcamalarına ve salgının ekonomiye, özellikle de dar gelirliler üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek amacıyla kullanılması gerekiyor. Böyle bir dönemde hem doğrudan kamu projelerinin, hem de kamunun organize ettiği büyük proje yatırımlarının ötelenmesi, birçok açıdan önemli.

Bir süredir iktisatçılar yoğun biçimde alınması gereken önlemleri tartışıyorlar. Bazı kararlarda geç kalındıkça yeniden hesap yapıp “Bu aşamada bari bunları yapın” diye önemli önerilerde bulunuyorlar. Hemen hemen hepsinin üzerinde mutabık kaldığı konu; süreç içinde gecikerek, parça parça ve bazen birbiriyle çelişen tedbirler almak yerine süresi belirlenip, daha bütüncül geniş bir paket hazırlanarak hem bugün hem de gelecek adına ekonomiye güven sağlayacak kapsamlı tedbirlerin alınması yönünde. Bununla birlikte gerekli dış kaynak için somut adımlar atılması, kaynakların doğru yere tahsisi için aciliyeti olmayan projelerin ötelenmesi ve bunun açıklanması gerektiğini söylüyorlar.

Yönetim önceliklerini belirlemeli

Böyle bir kararın bir an önce alınıp kamuoyuna açıklanması, her şeyden önce dar gelirli vatandaş nezdinde, “yöneticilerimiz bizi düşünüyor bunun için önem verdikleri büyük projelerden bile vazgeçiyorlar” algısı yaratabilir. Yani böyle bir karar, böylesine kritik bir dönemde halka moral verecektir.

Öte yandan ise ekonomik durum zaten önümüzdeki birkaç yıl içinde bu tür yatırımların artık lüks hale geldiğini, sadece Kanal İstanbul projesi değil, devam eden ya da bu yıl başlaması planlanan tüm yol ve inşaat projelerinin ötelenmesini gerektiriyor. Belki kriz dönemlerinde hep yapıldığı gibi, sadece bitimine çok az kalmış, bittiğinde ekonomik değer yaratacak yatırımlara kaynak ayrılabilir. Kamu yatırımlarının ve diğer büyük projelerin durdurulduğu açıklandığı takdirde, salgınla mücadelede alınan ekonomik kararlar nedeniyle halkta oluşan güven kaybı, belki bir ölçüde giderilebilir. Kapsamlı bir mali ve parasal program, dar gelirlinin korunduğunu gösteren yardımlar, sokağa çıkma yasağı gibi radikal kararlar, dış kaynak temini için somut planların ortaya çıkması ile birlikte böyle bir öteleme kararı, paket halinde kamuoyuna açıklandığı takdirde, hem içeride hem dışarıda güven yeniden kazanılabilir.

Son birkaç günün haberlerine bakın; JCR Türkiye’nin rating puanını indirmiş, Socar Türkiye’deki ikinci yatırımını 2021’in son aylarına ötelediğini açıklamış, bir günde salgından ölen kişi sayısı 100’e dayanmış, piyasaların tek umudu hükümetin sürekli karşı çıktığı IMF’nin desteği ile alınabilecek dış kaynağa çevrilmiş durumda…

Aklın yolu bir; yöneticiler bu dönemde önceliklerini yeniden belirlemek, halkın sağlığı ve ekonominin uzun vadeli çıkarlarını düşünmek ve buna uygun davranmak zorundalar. Hele ki böyle bir dönemi, ileriye dönük fırsat olarak gördükleri söylemlerinde samimi iseler, yeniden belirlemek zorunda oldukları öncelikler, buna göre alacakları kararlar ve yapacakları işler belli.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*