Raylı Sistemlerde Yerlileştirme ve Milli Markalarımız

Ülkemize 1856’dan 1923 yılına kadar Osmanlı Dönemi’nden 4.136 kilometrelik demiryolu miras kaldı. Cumhuriyet döneminde Demiryolu yatırımlarına hız verilerek yaklaşık 3.000 km demiryolu inşa edildi. 1950 yılına kadar da toplam 3.764 kilometre demiryolu ağına ulaşıldı. Bu dönemde yolcu taşımacılığı % 42, yük taşımacılığı % 68 idi. 1940 yılından sonra hız kesen demir ağların ilerleyişi, 1950’li yıllardan itibaren yarım asrı aşan uzun bir süre duraklama dönemi yaşadı. Çelik rayların lastik tekerleklere yenik düştüğü bu dönem, aynı zamanda millileşme yolunda atılan birkaç adımla hafızalarda yer aldı. Eskişehir’de üretilen KARAKURT ile Sivas’ta üretilen BOZKURT, ilk yerli buharlı lokomotif olarak, yine Eskişehir’de üretilen Devrim arabası da ilk yerli otomobil olarak tarihe geçti. 1950’den 2003’e kadar ihmal edilen demiryolu ve şehir içi raylı ulaşım sistemlerinde umutların tükendiği sanılan bir dönemde 2003 yılı demiryolları için bir milat oldu. Bu yeni dönemde, 2023 hedefleri belirlendi ve ardından çelik raylarda büyük gelişmeler yaşandı. Tozlu raflarda çürümeye terk edilen projeler tek tek raflardan indirilerek son 15 yılda demiryollarında Türkiye’yi geleceğe taşıyacak dev projeler hayata geçirildi.

Türkiye, 2009 yılında Ankara-Eskişehir hattının hizmete açılmasıyla YHT ile tanıştı ve dünyada 8, Avrupa’da ise 6. YHT teknolojisi kullanan ülke konumuna yükseldi. Bir taraftan Başkentimiz, Eskişehir-Konya-İstanbul gibi illerimize Yüksek Hızlı Trenle birbirine bağlanırken diğer taraftan  MARMARAY’la Asya, Avrupa’ya bağlandı. 150 yıllık rüyamız olan İpek yolu projesi Bakü-Tiflis-Kars (BTK) hattı ile gerçekleşti. Pekin’den Londra’ya kadar kesintisiz demiryolu ulaşımı sağlayacak olan MARMARAY ve BTK projeleri tüm dünyada değişen ve gelişen Türkiye’nin gelecek yüzünün göstergesi oldu. Ankara-Eskişehir, Ankara-Konya, Konya-Karaman-Eskişehir ve Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren hatlarından sonra; Ankara – İzmir, Ankara – Sivas, Ankara – Bursa YHT hatları da yakın zamanda tamamlanarak ülke nüfusunun % 46’ sına karşılık gelen 15 ilimiz YHT ile birbirine bağlanacak ve şehirlerarası ticari, kültürel ve turistik amaçlı ziyaretlerin sayısında büyük artışlar sağlanacaktır.

Kent içi ulaşımda İstanbul’da Marmaray, İzmir’de Egeray, Ankara’da Başkentray, Balıkesir’de Balray ve Gaziantep’te ise Gaziray projeleri hayata geçirildi. Halen Türkiye’nin toplam 12 bin 710 kilometre demiryolu ağı bulunuyor. Günümüzde 2023 yılı hedefleri doğrultusunda, 10 bin km’lik yüksek hızlı tren, 4.000 km yeni konvansiyonel tren hattı, elektrifikasyon ve sinyalizasyon çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. 2023 yılında hızlı tren hatları ile birlikte toplam 25.000 km, 2035 yılında ise 30.000 km. demiryolu hedeflerine ulaşılması planlanıyor. Bu güne kadar inşası tamamlanan asrın projesi Marmaray, Avrasya boğaz tüp tüneli, üçüncü boğaz köprüsü ve halen inşası devam eden yeni metro projeleri ile birlikte “Her yerde metro her yere metro” sloganıyla tamamlanması hedeflenen şehir içi raylı sistem hat uzunluğu 2023 yılına kadar 740 km, 2030 yılına kadar 1100 km.nin üzerine çıkacak, diğer illerimizde yapılan ve yapılacak şehir-içi raylı sistemlerle birlikte tüm Türkiye’de Şehir içi Raylı sistemler toplam hat uzunluğu 2035 yılına kadar 1500 km’ye ulaşacaktır. Tüm bu hedefler ve planlar doğrultusunda 2023 yılında demiryolu taşımacılık payının; yolcuda yüzde 10 ve yükte ise yüzde 15’ e ulaşmasının hedeflendiği Türkiye’de, 2035 yılında bu oranların yolcu taşımacılığında yüzde 15, yük taşımacılığında ise yüzde 20’ye çıkarılması planlanıyor. Ayrıca demiryolu ağının diğer toplu ulaşım sistemleri, lojistik merkezleri ile entegrasyonunu sağlayacak şekilde akıllı ulaşım altyapıları ve çözüm sistemleri ile donatılması hedeflenmiş ve Akıllı ulaşım sistemlerine büyük önem verilmiştir. Ulaşımın her alanında olduğu gibi demiryollarında yaşanan büyük değişim bize artık şunu gösteriyor:

Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan fakat 1950’den itibaren rafa kalkan demiryolu seferberliği, Demiryoluna yapılan büyük yatırımlar ile tekrar rayına girmiş ve Anadolu’nun makus talihi demiryolu projeleri ile yeniden gelişmeye başlamıştır. Tüm bu gelişmeler yaşanırken 2012 yılında kurulan ARUS üyeleri gerçekleştirdikleri birlik ve beraberlik ruhu, takım çalışması ile hedefleri doğrultusunda yerli ve milli milli markalarımızı birer birer çıkarmaya başlamış ve bugüne kadar 8 milli marka ve yurt içinde 184 milli marka araç üretimi gerçekleştirmiştir.

07.11.2017 tarihinde yayınlanan 2017/22 sayılı ve Raylı Sistemlerde Yerli Ürün Kullanılması konulu, Başbakanlık tarafından yayımlanan Raylı Sistemlerde en az % 51 yerli ürün kullanılmasına yönelik genelge ile Raylı Sistemlerde yerli katkı devlet politikası haline getirilmiştir.

15 Ağustos 2018 tarih ve 36 sayılı Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanan “Sanayi İşbirliği Programının Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar” (SİP) yönetmeliği ile kamu ve belediye alımlarında yerlileştirme ve milli marka üretim süreci resmiyet kazanmıştır.

18.07.2019 tarih ve 1225 sayılı karar gereği yayınlanan 11.ci Kalkınma planında 2023 yılına kadar Raylı sistemlerde en az % 80 yerlilik ve milli markalar üretilmesi, 18 Eylül 2019 yılında yayınlanan 2023 Sanayi ve Teknoloji Stratejilerinde öncelikli sektörler içinde yer alan raylı ulaşım araçları sektöründe stratejik malzemeler geliştirilmesi, Milli ve Özgün ürünler üretilmesi kararları alınmış ve sanayi stratejileri belirlenmiştir.

Dolayısı ile ARUS üyeleri, 2035 yılına kadar ihale edilecek olan 96 adet hızlı tren ve 7000 adet Metro, Tramvay ve Hafif Raylı Araç (LRT), 250 adet Elektrikli Lokomotif, 350 Dizel Lokomotif, 500 adet banliyö seti ve binlerce yolcu ve yük vagonu ihalelerinde yaklaşık 30 milyar euro, elektrifikasyon, sinyalizasyon dahil tüm alt yapı yatırımları ile birlikte yaklaşık 70 milyar euro’nun % 60 ile % 80 arasında yerli katkı kullanılması ve milli markalar üretilmesi şartı getirilmesi ile en az 50 milyar euro’nun ülke ekonomisinde kalmasında önemli bir katkı sağlayacaktır. Raylı sistemlerdeki bu yeni yerli üretim politikaları diğer sektörlerinde önünü açacak böylece 2035 yılına kadar yapılması planlanan havacılık ve savunma, enerji, ulaştırma, haberleşme, bilgi teknolojileri ve sağlık sektöründe belediyeler dahil yaklaşık 700 milyar euro’luk satın alma ihalelerinde en az % 60 yerli katkı şartı getirilmesi ile 400 milyar euro’un ülke sanayimizde kalması sağlanacaktır. Bu alım şartnamelerinde en az % 60 yerli katkının yanı sıra son ürünlerin lisans haklarına sahip olduğumuz Milli markalı ürün şartı getirildiğinde işte o zaman sanayide bağımsız bir ülke olarak Milli sanayimizin çarkları hızla dönmeye başlayacak, işsizlik ve cari açık sorunu çözülecek ve dünyanın en büyük on ekonomisi içinde yerimizi alacağız.

Yerli ve Milli Marka Tren Projeleri

1957 yılında Eskişehir Cer Atölyesinde tamamen yerli imkanlarla üretilen iki küçük buharlı lokomotif, “Mehmetçik” ve “Efe”, Eskişehir Cer Atölyesinin gururunu ve büyük lokomotifleri de ülkemizde üretebilmenin umudunu verdi. 1961 yılında, Türk işçi ve mühendislerinin emeği ile 1915 beygir gücünde, 97 ton ağırlığında, 70 km/h hız yapabilen ilk Türk buharlı lokomotifi “KARAKURT” üretildi. Yine 1961 yılında ilk Türk otomobili DEVRİM’de Tülomsaş tesislerinde üretilmiştir.

1968 yılında Alman MAK Firmasının lisansıyla 360 Beygir Gücünde DH 3600 tipi Dizel Manevra Lokomotiflerinin imalatına başlanarak 1975 yılına kadar 25 adet üretildi.

1968 yılında Fransız Semt Pielstick Firması ile yapılan lisans anlaşmasıyla 16 PA4 V185 tipi motorların imalatına başlandı.

1971 yılında Fransız Traction Export firması ile lokomotif, Chantiers de L’Atlantique firması ile motor lisans anlaşmaları çerçevesinde 2400 beygir gücünde, 111 ton ağırlığında, 39.400 kg çekme kuvvetine sahip ilk Dizel Elektrik Anahat Lokomotifi üretilerek seferlere başlandı.

1985 yılına kadar DE 24000 tipi Dizel Elektrikli Anahat Lokomotifinden 431 adet üretildi.

1986 yılında Batı Alman KRAUSS-MAFFEI firması ile lokomotif, MTU firması ile dizel motor lisans anlaşması çerçevesinde 1100 Beygir Gücünde DE 11000 tipi Anahat ve Yol Manevra lokomotifi üretimine başlanarak 1990 yılına kadar 70 adet üretildi.

1987 yılında; Amerikan EMD GENERAL MOTORS Firması ile yapılan lisans anlaşması çerçevesinde 2200 Beygir gücünde DE 22000 tipi Anahat lokomotiflerinden 48 adet üretildi.

1988 yılında Japon NISSHO IWAITOSHIBA Firmasıyla Elektrikli Anahat Lokomotifi lisans anlaşması çerçevesinde 4300 Beygir Gücünde E 43000 Tipi Elektrikli Anahat Lokomotifi üretimine başlanarak toplam 44 adet üretildi.

1994 yılında herhangi bir teknoloji transferi yapılmadan, teknoloji üreterek proje, tasarım ve imalatı tümüyle TÜLOMSAŞ’ a ait olan 709 Beygir Gücündeki DH 7000 tipi Dizel Hidrolik Manevra Lokomotifi üretimine başlanarak 20 adet üretildi. Aynı yıl 950 Beygir gücünde DH 9500 tipi Dizel Hidrolik Anahat ve Manevra Lokomotifi üretim çalışmalarına başlandı ve 26 adet üretildi.

2001-2003 yılları arasında, 1000 Beygir Gücünde DH 10000 tipi Dizel Hidrolik Anahat ve Manevra Lokomotifinden 14 adet üretildi.

2003 yılında, TCDD için 89 adet Anahat Lokomotif ihtiyacını karşılamak üzere ABD General Motors firmasından yapılan teknoloji transferi çerçevesinde DE 33000 tipi Dizel Elektrikli Anahat Lokomotifinden ilk 6 adedi üretildi. 2006 yılında ise geri kalan 83 adet lokomotifin 36 adedi %51’lik yerli katkı ile ve 2009 yılına kadar 47 adet lokomotif % 55 yerli katkı oranı ile üretilerek toplam 89 adet DE 33000 lokomotifi TCDD filosuna katıldı.

Diğer Elektrikli Anahat lokomotifi E68000 serisinden 80 adedinden 8’i Güney Kore’ de geri kalan 72 adedi ise proje kapsamında 10 yıllık üretim lisansı ile TÜLOMSAŞ’ta üretilerek TCDD’ye teslim edildi.

Türkiye Vagon Sanayi AŞ (TÜVASAŞ), 1951 tarihinde “Vagon Tamir Atölyesi” adıyla faaliyete geçti. 1961 yılından itibaren Adapazarı Demiryolu Fabrikası’na dönüştürülen kuruluşta, 1962 yılında ilk vagon üretildi. 1971 yılında başlanan ihracat çalışmaları neticesinde, Pakistan ve Bangladeş’e toplam 77 vagon ihraç edildi. 1975 yılında “Adapazarı Vagon Sanayi Müessesesi” adını alan tesiste, uluslararası standartlarda RIC tipi yolcu vagonlarının üretimi gerçekleştirildi.

1976 yılından itibaren Alstom firması lisansı ile elektrikli banliyö dizileri üretimine başlandı ve toplam 75 dizi (225 adet) üretilerek TCDD’ye teslim edildi. Bugünkü statüsünü 1985 yılında kazanan TÜVASAŞ, yolcu vagonları ve elektrikli dizi imalatlarının yanı sıra araştırma geliştirme faaliyetleri ve mühendislik hizmetleri konularında da atılımlar yaparak yeni projelere hız verdi. 1990’lı yıllarda üretilen projeler doğrultusunda olgunlaştırılmış ve tasarımı TÜVASAŞ’a ait ray otobüsleri RIC-Z tipi yeni lüks vagon ile TVS 2000 klimalı ve yataklı lüks vagon projeleri 1994 yılında imal edilmeye başladı. Banliyö hatlarında çalıştırılmak üzere imal ve temini planlanan üçer adet 23000 seri vagondan oluşan 32 set banliyö treninin tamamı hizmete sunuldu. Orta mesafeli taşımacılıkta kullanılmak üzere temin edilen iki üniteli 12 adet 15000 seri dizel tren setinin tamamıyla Eskişehir-Kütahya-Tavşanlı ve Sivas Divriği, Zonguldak-Karabük hatlarında ray otobüsleri ile yolcu taşımacılığına başlandı.

Türkiye’de ilk defa 160 km/h hızında alüminyum gövdeli elektrikli tren setlerinin tasarımları ve proje çalışmaları TÜVASAŞ tarafından gerçekleştirildi. Bu proje kapsamında 100 araçlık 20 set trenin 2022 yılında tamamlanarak hizmetine sunulması bekleniyor.

Türkiye Demiryolu Makinaları Sanayii AŞ (TÜDEMSAŞ); TCDD’nin kullanmakta olduğu buharlı lokomotif ve yük vagonlarının onarımını yapmak amacı ile 1939 yılında “Sivas Cer Atelyesi” olarak işletmeye açıldı. 1953 yılından itibaren yük vagonu üretimine geçti. 1958 yılından sonra da Sivas Demiryolu Fabrikaları olarak faaliyetini sürdürdü. 1961 yılında Karakurt’un ikizi olarak, Sivas Cer Atölyesi’nde yerli ve milli Buharlı “BOZKURT Lokomotifi” üretildi. Yük ve yolcu vagonu tamiri, her türlü yük vagonu ve yedek parça üretimi ile demir yolu ulaşımının gelişimine katkıda bulunan Tüdemsaş’ta ilk “Yeni Nesil Milli Yük Vagonu” 2017 yılında tasarlanarak 150 adet üretildi.

17.12.2013 tarihinde kamuoyuna ilk kez açıklanan Milli Tren Projesi, Milli Yüksek Hızlı Tren, Milli Elektrikli ve Dizel Tren Setleri ve Milli Yük Vagonu olarak 3 ayrı proje olarak gerçekleştirilmesi planlandı. 3 koldan da tüm hızıyla ilerleyen ve yönetici, mühendis, bilim adamı ve teknik ekip olarak kamu, özel sektör ve üniversite temsilcilerinden toplam 1856 personel ile yürütülen projelerde sona yaklaşıldı. Milli Yüksek Hızlı Treni üretecek olan TÜLOMSAŞ, Milli Elektrikli ve Dizel Tren Setlerini üretecek olan TÜVASAŞ ve Milli Yük Vagonunu üretecek olan TÜDEMSAŞ tarafından yürütülen ve tasarımları hazır olan projelerin, üretim aşaması geçildi. İTÜ, TÜBİTAK, ASELSAN, ARUS ve RSK kümeleri milli projelerde paydaş olarak yer aldı.

TCDD tarafından ihaleye çıkılan 250 km/h hıza sahip Yüksek Hızlı Trenlerde yerli katkı oranı % 53’den başlayarak % 74 yerlilik oranına kadar özgün ve milli marka YHT setleri üretilmesi hedeflendi. Bu projeyle Türkiye, herhangi bir kısıtlama olmaksızın tüm lisans haklarına ve yurt dışına satış imkanı olan yeni nesil YHT teknolojisine sahip olması planlandı.

TCDD’nin talebi ve desteği, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi ve İTÜ işbirliğiyle TCDD’nin bağlı ortaklığı TÜLOMSAŞ tarafından ana hat E-1000 Milli Elektrikli Manevra Lokomotifi üretildikten sonra daha üst seviyede E-5000 Tip Milli Elektrikli Lokomotif Geliştirilmesi Projesine başlandı. 2021 yılında tamamlanması planlanan proje sonucunda TÜLOMSAŞ tesislerinde üretilecek E-5000 tipi milli elektrikli lokomotifi, Türkiye’de tasarlanmış ve üretilmiş en güçlü demiryolu aracı olarak raylara inmesi beklenmektedir.

TÜLOMSAŞ, TCDD Taşımacılık ve ASELSAN teknik ekiplerinin yoğun çalışması sonucu ortaya çıkan yeni nesil ve çevre dostu HSL 700 manevra lokomotifi, Innotrans 2018 Berlin fuarında sergilendi. Modernizasyon projesi olarak başlayan proje, TCDD Taşımacılık’ın uzun vadeli planları ve TÜLOMSAŞ ve ASELSAN’ın yeni teknolojik gelişmeleri tasarımsal olarak lokomotife uygulamasıyla yeni bir lokomotif projesine dönüştü. Yerli ve milli marka olarak tasarlanan HSL 700 için daha uygun bir dizel motor kullanılarak verimi arttırıldı. Yeni nesil Li-Ion pillere sahip HSL 700, ilk çalıştırmada ve duruşlarda elektrikli cer motorunu kullanılıyor. Rejeneratif frenlere sahip lokomotif, frenlemelerde ve inişlerdeki elektro dinamik enerjiyi pillerde depoluyor. Çevre dostu lokomotifin emisyon oranları da minimize edildi. Geliştirilen lokomotif büyük fabrikalar ve demiryolu bakım merkezleri başta olmak üzere tünellerde de kurtarma aracı olarak kullanılacak. HSL 700’ün, dizel motor ve elektro pnömatik fren sisteminin daha az kullanılması sayesinde bakım maliyetleri, elektrikli motor kullanımı sayesinde enerji maliyetleri azaltıldı. Yeni lokomotifte harici olarak depolarda dışarıdan şarj imkanı da bulunuyor. 68 ton ağırlığında, 80 km/s hıza çıkabilen lokomotif 700 kW güce sahip. TÜLOMSAŞ ve Aselsan işbirliğinin bir ürünü olan HSL 700, ilk etapta TCDD Taşımacılık tarafından kullanılacak. Eurasia Rail İzmir 2019 fuarında tanıtılan diğer bir yeni nesil DE10000 lokomotifi’nin öne çıkan özelliği ise kontrol sisteminin sürüş boyunca yaklaşık 200 farklı veriyi toplanması ve dijital veri olarak saklanması. Bu veriler sürüş sırasında makinistin bilgilendirilmesi/uyarılması, lokomotifin uzaktan takip edilmesi, arızaların kayıt altına alınması, makinistin kullanım alışkanlıklarına ilişkin istatistiklerin oluşturulması için kullanılıyor. 68 ton ağırlığında olan lokomotif 80 km/h hıza ulaşabiliyor.

TÜLOMSAŞ, 1000 Beygir gücündeki Yerli ve Milli TLM6 Dizel Motorun testlerini başarıyla tamamlayarak seri üretim aşamasına geçti.

750 kW gücünde olan proje Tülomsaş ve Tübitak MAM işbirliğiyle hazırlandı. Şu anda da dizel yeni nesil Co-Co tipi Lokomotif Projesi, yeni nesil 8 silindirli 1200 HP Dizel Motor Projesi, LPG Vagonu Projesi, Yangın Söndürme Vagonu Projesi, Dizel Motor Modernizasyon Projesi gibi millileştirme çalışmaları da devam ediyor.

Yerli ve Milli Marka Şehir İçi Raylı Sistem Araçları

Ülkemizde 1990 yılından buyana 12 farklı ülkeden satın alınan 14 adet farklı marka Siemens, Alstom, Bombardier, Hyundai Rotem, H.Eurotem, ABB, CAF, Ansaldo Breda, Skoda, CSR, CNR, Mitsubishi, Rotterdam SG2, MAN Düewag, V.Gotha gibi toplam değeri 10 milyar € olan 3516 adet araç satın alınmıştır. Bu araçlar şu anda Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa, Eskişehir, Kayseri, Konya, Kocaeli, Adana, Samsun, Gaziantep, Antalya olmak üzere 12 ilimizde hizmet vermektedir. Farklı markalardan kaynaklanan yedek parça, döviz kaybı, stok maliyeti, bakım-onarım, işçilik vb. ekstra giderler ile ülkemiz tam bir yabancı bağımlı hale gelmiştir. Bunlar da yaklaşık 10 milyar € ek maliyet getirmiş ve toplamda bize 20 milyar euro’ya mal olmuştur.

ARUS kuruluşundan bu yana verdiği büyük mücadeleler sonucunda 2012 yılında ihalesi yapılan Ankara Büyükşehir Belediyesinin 324 adet metro aracı için % 51 yerli katkı şartı getirmiş ve bu şart ülkemizde bir milat olmuştur. Bu tarihten sonra yapılan tüm ihalelerde yerli katlı oranları % 60 seviyesine ulaşarak Milli markalarımız birer birer çıkmaya başlamıştır.

  İhalelerde Yerli Katkı Şartı Getirilerek Tedarik Edilen Raylı Sistemler

Bunun en güzel örnekleri Durmazlar firmamız tarafından Bursa Büyükşehir Belediyesi için üretilen 18 adet İpekböceği tramvayı ile 60 adet Green City LRT hafif raylı ulaşım araçları, yine Durmazlar firmamız tarafından Kocaeli Büyükşehir Belediyesi için üretilen 18 adet ve Samsun Büyükşehir Belediyesi için üretilen 8 adet Panorama milli marka tramvayı, İstanbul B.B’ne üretilen 30 adet tramvay, Bozankaya firmamız tarafından Kayseri Büyükşehir Belediyesi için üretilen 30 adet Talas milli marka tramvay, İstanbul ulaşım tarafından İstanbul B.B. için üretilen 18 adet İstanbul milli marka tramvaylardır. Bugün bu araçlarımız İstanbul, Bursa, Kayseri, Samsun ve Kocaeli şehirlerimizde hizmet vermektedir.

  Yerli ve Milli Raylı Ulaşım Sistemleri

2012 yılından bu yana ülkemizde üretilen ve şehirlerimizde hizmet veren HSL 700 dahil 184 adet yerli ve milli marka raylı ulaşım araçlarımızın üretiminde yerli katkı seviyesi % 60 oranını aşmış bulunuyor.

Bozankaya firmamız ile Bangkok Greenline hattı için 88 adet metro aracı ve Bangkok Blueline hattı için 105 adet metro gövdesi üretildi ve Bangkok belediyesine teslim edildi. Yakın zamanda Bozankaya, Romanya’da Timişoara şehri için 16 adet Tramvay, İaşi şehri için 16 adet Tramvay araç ihalesini kazandı. Durmazlar, Polonya’da 24 adet tramvay ihalesini kazandı ve ilk sevkiyatlarına başladı. Durmazlar, ayrıca Romanya’da 100 adet Tramvay ihalesini, H.Eurorem Polonya’da 213 adet Tramvay araç ihalesini kazandı. Böylece ARUS üyeleri sadece Türkiye’de değil aynı zamanda Dünya’ya da açılarak ihracata başladı.

  İhraç Edilen Yerli ve Milli Raylı Ulaşım  Sistemleri

FİRMARAYLI SİSTEMİHRAÇ EDİLEN ÜLKEARAÇ, ADET  
BozankayaMetro aracıTayland88
BozankayaTramvayRomanya32
DurmazlarTramvayPolonya24
DurmazlarTramvayRomanya100
H.EurotemTramvayPolonya213
                         TOPLAM                                   457

Milli Sinyalizasyon Projesi

Ülkemizde ilk defa demiryolu projelerinde, yurt dışından temin edilen sinyalizasyon sistemlerinin millileştirilmesi amacı ile TÜBİTAK 1007 Programı kapsamında; TCDD, TÜBİTAK-BİLGEM ve İTÜ işbirliği ile Milli Demiryolu Sinyalizasyon Projesi (UDSP) başarıyla tamamlanmış olup Adapazarı Mithatpaşa istasyonunda prototip çalışmaları tamamlanarak devreye alınmıştır. Proje kapsamında, sinyalizasyon sistemlerinin en mühim unsuru kabul edilen anklaşman sistemi (sinyalizasyon sistemi karar merkezi), trafik kontrol merkezi ve donanım simülatörü olmak üzere üç ana bileşen milli imkanlarla geliştiridi. Milli Demiryolu Sinyalizasyon Sisteminin yurt genelinde yaygınlaştırılması hedeflenmekte olup, Afyon-Denizli-Isparta/Burdur ve Denizli-Ortaklar arasında milli sinyalizasyon imalat çalışmalarına başlanılmıştır. Bu hattın tamamlanmasıyla şebekelerimizde ilk defa bir ana hat kesiminde tamamı milli tasarım ve üretime sahip olan sinyal projesi yapılmış olacaktır. Proje kapsamında; Denizli-Ortaklar hattında Horsunlu-Buharkent istasyonları devreye alınmıştır. Milli sinyal anklaşman sistemleri TÜBİTAK tarafından, yol boyu sinyalizasyon çalışmaları da TCDD tarafından yapılmaktadır.

2018 yılında başlatılan diğer bir Milli Sürücüsüz Metro Sinyalizasyon projesi, Metro İstanbul A.Ş, TÜBİTAK BİLGEM ve ASELSAN iş birliği ile son sürat devam ediyor. 2021’de işletmeye alınacak olan projede 100’den fazla Ar-Ge mühendisi görev yapıyor. Proje tamamlandığında dünyada sadece 5-6 firmanın sahip olduğu Haberleşme Tabanlı Metro Sinyalizasyon teknolojisi tamamen Milli imkânlarla geliştirilerek yurtdışı bağımlılığı ortadan kaldırılmış olacak.

Türkiye’nin Raylı Sistem İhtiyaçları, Yerli ve Milli Marka Üretilmesinin Önemi

2023 yılında hızlı tren hatları ile birlikte toplam 26.000 km, 2035 yılında ise toplam 30.000 km. demiryolu hedeflerine ulaşılması planlandı. Bu hedefler doğrultusunda,

10.000 Km yeni yüksek hızlı demiryolu hattı yapılacaktır.

5.000 Km yeni konvansiyonel demiryolu hattı yapılacaktır.

Trafik yoğunluğuna bağlı olarak belirlenecek öncelik sırasına göre mevcut ağın 800 km’lik bölümü çift hat haline getirilecektir.

Trafik yoğunluğuna bağlı olarak belirlenecek öncelik sırasına göre 8.000 Km hat elektrikli hale getirilecektir.

Tüm hatların sinyalli hale getirilmesi için 8.000 Km’lik hattın sinyalizasyonu tamamlanacaktır.

Her yıl en az 500 Km mevcut demiryolu ağı yenilenerek standartlarının yükseltilmesi sağlanacaktır.

İhtiyaç duyulan raylı sistem araçları :

· 96 adet hızlı tren

· 7000 adet metro, tramvay ve hafif raylı araç (LRT),

· 250 adet Elektrikli Lokomotif,

· 350 Dizel Lokomotif,

· 500 adet banliyö seti

· 30.000 yolcu ve yük vagonu

Toplam değeri 70 milyar Euro olan tüm bu alt yapı, üst yapı ve araçların 11.ci Kalkınma Planı kararları doğrultusunda en az % 60 ile % 80 arasında yerli katkı ile üretilmesi ve nihai ürünün milli marka ile taçlandırılması durumunda bu rakamın en az 50 milyar Euro’su milli sanayimizde yeni yatırımların yapılmasını sağlayacak ve ülkemizin dünyada gelişmiş ekonomiler arasında ilk 10 ekonomi arasına girmesine büyük katkısı olacaktır.

Dr.İlhami Pektaş

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*